Çarşamba, Aralık 06, 2006

Büyüdük Biz

Dedim ki onlara, "Evimiz nerede?" Sonra da işte devam ettik konuşmaya. Şöyle...
Biz, yani insanlar, olduğumuz yeri kendi toprağımız mı kılıyoruz? İkili bir sorudur bu:
1- Olduğumuz yeri kendi toprağımıza mı benzetiyoruz?
2- Olduğumuz yere benzeyerek orayı yurdumuz mu belliyoruz?
Öyle sanıyorum ki insan, olduğu yere benzemeye ayarlı. Daha önce kim olduğuna bir çengelle bağlı kalarak elbette...
Oysa köksüzlük, evsizlik bir imkândır aslında; sonsuz bir insan olma imkânıdır. Evin ve yolculuğun birbirine karıştığı bir hayat sonsuz bir imkândır. Böylece sadece bir hayatınız olmaz, hayatınız artık hep birden fazladır. "Çoğul olarak" yaşarsınız artık. Bu imkânı kullanmak gerekir. Çok özlediğiniz evinize dair kederli ve ılık hikâyeleri anlatmak için, geze geze anlatmak için.
Evsiz kalan evini nerede kurmalı? O çok gereksindiği ev duygusunu bulup buluşturup neresine koyup rahatlamalı? Evsiz kalınca, hep yolda kalınca, fark eder ki insan, bir kök ihtiyacı, toprak hasreti diye adlandırdığımız o boşluk duygusunun önemlice bir bölümü korkularımızdan kaynaklanıyor.
Hep dışarıda kalma, eve geri alınmama, annesi eve gelmediği için kapıda kalan çocuk gibi sokakta üşüme, karanlıkta kalma duygusu sanki. Oysa büyüdük artık. Sokakta kalırsak bizi canavarlar yemeyecek. Dışarıda kalırsak bir daha hiç eve giremeyeceğimizi, kimsesiz kalacağımızı düşünemeyecek kadar büyüdük.

'Dünyayı güzellik kurtaracak'
Kendi evlerimizi kurmak zorundayız biz. Çünkü biz insanlar, evini dünyanın her yerinde kurabilecek yetenekteyiz. Olduğumuz yeri toprağımıza benzeterek ve olduğumuz yere benzeyerek biraz da...
"Dünyayı güzellik kurtaracak" demişti o insanlar yıllar önce. Kim bilir kaç kez stadyumlarda, mitinglerde, kapalı salon toplantılarında bu şarkıyı söylediler, söylettiler. Eğer bir şarkı söylüyorsak, o şarkıyı nasıl bir dünyaya, nasıl bir hayata ve insana inandığımızı anlatmak için söylüyorsak, söylediğimiz bütün şarkıların sıkı sıkı arkasında durmalıyız.
Bu yazı şimdi, bu ülkeden, toprağından uzakta yaşayan, yaşamak zorunda kalan herkese yazılıyor:
Cümleye ve hayata "dünya" diye başladıysanız, cümleye ve hayata "dünya" diye devam etmek en iyisi. Dünya kadar büyüyerek ve yayılarak tüm hayatın üzerine. Hasretin kederiyle "daraltmadan" yüreği, dünyada durmakta olduğumuz yerden, içine fırlatıldığımız "yabancı" hayatlardan korkmadan.
Çünkü dediğim gibi,"büyüdük biz" ve küçüldü dünya. Ve şimdi hepimiz tıpkı kendimize ve hayalimizdeki eve benzeyen evler inşa edebiliriz.

Ece Temelkuran 06/12/2006
ecetem@hotmail.com

Hiç yorum yok: